Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sinan Akyüz-Incir Kuşları

 Ben hep okunan kitapların okuyucu için bir zamanı olduğuna inanırım. Bu mevsimlere göre değişir, yaşa göre değişir veya sadece ruh haline göre değişir. Ama değişir. Çünkü daima her anın bir diğerinden farklılığı vardır. Mesela bu cümleyi yazmadan öncesi ve sonrası bile farklı benim için değil mi? Buradan varmak istediğim konu şu ki; Incir Kuşları'nı seneler önce değil de şimdi okuyor olmam bence rastlantı değil.  Bir aşk hikayesi diye başladım aslında. Aşk hikayesi içinde de anlatılacak olan Boşnak katliamı diye düşündüm. Bence ilk sayfalarda herkes bunu düşünmüştür ya da düşünür. Roman ilerledikçe,

Halil Cibran- Ermiş

 İtiraf ediyorum. Son zamanlarda instagramda bu kitabı çok fazla görüyordum. Sadece bu nedenden ötürü merakım yüzünden okudum demeliyim ^.^  Halil Cibran okunmadan önce kesinlikle geçmişi araştırılıp bilinmesi gereken bir yazar. Bu adımdan sonra okunulan her cümleye başka bakıyorsunuz çünkü. Yazar hakkında kısa bilgi için  tık tık  Ermiş, öğütler kitabı desem yanlış olmaz. İçinde aşktan çocuklara, evlilikten güzelliğe, duaya dair birçok konuda öğüt barındıran kısa bir yol gösterici. Belki benim gibi tek okumayı istemezseniz de başka bir kitapla beraber kolaylıkla götürebilirsiniz. Anlayacağınız yazılacak çok fazla yorum yok aslında. Mutlaka okuyun diyemiyorum ama okuyun ^.^ ARKA KAPAK "İnsan için tüm amaçlarını susuzluktan çatlamış dudaklara ve tüm yaşamı bir çeşmeye dönüştüren bir armağandan daha büyüğü yoktur kuşkusuz. Benim şerefim ve ödülüm işte bu armağanda yatıyor. Ne zaman içmek için çeşmeye gelsem, diri suyun kendisini susamış bulmamda..." Yıllar boy

Fethiye Çetin- Anneannem

Beni bir kitaba ilk yönelten şey kapak tasarımıdır. Ve bu konuda benim için üst sıralarda yer alan bir yayınevi de Metis Kitap’tır. Anneannem’de de beni kendine çeken ilk şey yine tasarım oldu. Bir mezar resmi ancak bu kadar şık olabilirdi diye düşünüyorum. Kapak incelememden sonra içerik araştırmasına giriştim. Kitabın türünün anlatı olduğunu görünce önce bir durdum. Ne yazık ki bir türlü aşamadığım konulardan biri de böyle farklı türlere karşı olan korkum. Neyse dedim bu sefer yapma bunu Zeze dedim ve tamamen kitabın konusunu araştırmaya yöneldim. Arka kapağından, yapılan yorumlardan anladığım kadarıyla Fethiye Çetin anneannesinin bilmediği geçmişini öğreniyor ve bunu içten bir şekilde bir kitaba dönüştürüyordu.  Çok büyük heyecan ve umutla başladım. Benim için en değerli insanlardan biri anneannemdir. Beni tanıyan herkes bilir aşığımdır ona. Bu yüzden yazarın yerine kendimi koyarak okudum. Şu bakımdan kendimi koyarak; acaba benim anneannem böyle şeyler yaşamış olsaydı be

Buket Uzuner-İstanbullular

Heyyoo yazlik semalarindan hepinize merhaba ^.^ 10 gunluk kacamagima gectigimiz cumartesi start verdim ve ailemin yaninda huzurlu bir tatile basladim efenim. Tabi yazliga gelmem demek internet bakimindan bol sikinti anlamina da geliyor. Bu yaziyi saygideger Huseyin araciligiyla -kendisi iphone'um olur- cok zor sartlar altinda yaziyorum. Aslinda bu yorumdan once yayinlamam gereken iki tane kitap yorumum vardi. Gel gelelim onlar bilgisayarda internetin baglanmasini bekleyedursun, ben acil bir sekilde size İstanbullular hakkinda dusuncelerimi aktarayim.    Yazliga gelirken nasilsa cok kalmayacagim icin yanima dort tane kitap almisim. Farkinda bile degilim i kisi zaten bitti. Diger ikisine gecmeden once yazlik raflarindaki eski kitaplari bir karistirayim dedim ve en sevdigim yazarlardan olan Buket Uzuner ile karsilastim. İstanbullular romani daha once cok duymadigim ve dikkatimi cekmeyen eserlerindendi. Hakkinda yorumlari okudum. Konusuna baktim. Tamamdir basliyorum dedim. Fakat...  Ar