Bir kere daha anladım ki büyük konuşmamalıyım ben. Kesinlikle konuşmamalıyım. Yaklaşık iki senedir adını duyduğum Jehan Barbur'u dinlememekte ısrar ediyordum. Bir-iki kere dinledim onda da depresyona giriyorum ben sanırım diyerek bıraktım. Gerçekten bazı duyguların, hislerin yaşla ve dönemle alakalı olduğuna inanan bir insanım. Ve yine bunun doğruluğunu görmüş, göstermiş oldum. Şarkıların da tıpkı kitaplar gibi zamanı olduğunu yine ve yine anladım.
İki hafta önce yakın bir arkadaşımla bu konuyla ilgili tartışmamaya tutuştuk. 'Tekrar bir dinle ama sadece dinle' dedi. Evet denedim. İki hafta önce dinlemeye başladım şuan üç albümü elimde şarkıları dilimde... Sesi kadife gibi diye bir tabir vardır hani, işte tam anlamıyla Jehan'a yakışıyor o. Sesi seni alıyor, uçuruyor ve bırakıyor. O kadar dinlenmiş o kadar huzurlu hissediyorsun ki..
Ben kitap okurken müzik dinlemeyi başaramam. Yazarken de başaramam. Kafam karışır, toparlayamam ne yazacaklarımı ne okuyacaklarımı. Sadece birkaç şarkı vardır bana eşlik eden. Onlar da yabancı klasiklerdendir. Fakat Jehan'a evet dediğimden beridir sadece onunla okuyorum ve yazıyorum.
Ben bir iki senedir adını duyuyorum dedim ama bakmayın siz bana. Jehan Barbur ilk albümünü 2009 yılında çıkarmış. Eğer daha ayrıntılı bilgi isterseniz tık tık.
Ocak ayı Ot Dergisi'nde de küçük bir röportajı var Jehan'ın ilgilenenlere duyurulur.
Hoşuma giden bir iki şarkısını buraya ekleyeceğim ama sakın bunlarla yetinmeyin derim :)
-Zeze
Yorumlar
Yorum Gönder
Senin de bu konu hakkında bir yorumun var mı ? Haydi paylaş benimle :)