Ana içeriğe atla

Okuduklarım #1 Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler- Jan-Philipp Sendker


 Sonunda kitabımı bitirebildim. Ve işte buradayım :) Bu muhteşem kapak tasarımı sayesinde aldım kitabı. Bir arkadaşımın da dediği gibi o kadar estetik ki kapak tasarımı, her bulunduğun ortama uyabilecek kapasitesi var. Şaka bir yana gerçekten kahvenin yanında iyi giden bir kitap oldu. Çenem çok düşmeden hemen kitabın konusuna geçiyorum :)

 Burma'da yaşayan iki gencin aşklarını anlatıyor bu hikaye. U Ba adlı yaşlı, eski kitaplari toparlamayi seven bir Burmalı'nın ağzından anlatılıyor. Kahramanlarımız; Tin Win ve Mi Mi. Biri görme yeteneğini kaybetmiş bir diğeri ise yürüme şansını hiç yakalayamamış iki çocuk. Çocuk dedim. Çocuklukta başlamış aşkları çünkü. Tin Win annesinin onu terk etmesinden birkaç sene sonra görme duyusunu yitiriyor. Mi Mi ise kendi ağırlığını taşıyamayan minik ayaklarla geliyor dünyaya. İki miniğin yolları manastırda kesişiyor. Ve hikayeleri başlıyor..

 Tin Win Mi Mi'nin ayakları oluyor; Mi Mi Tin Win'in gözleri... Burma'yı birlikte baştan başa  keşfediyorlar. Tüm gün beraber geziyorlar. Susmak bile beraber yapılıyor. Ta ki önlerine mesafeler konuluncaya kadar. 

Konuya daha fazla girmeden yorumlarıma geçmek istiyorum :)

Tin Win ve Mi Mi'nin yaşadıkları ve yaşattıkları duygular o kadar içten ve samimi geliyor ki size, mutlu anlarda yüzünüzde bir gülümseme, duygusal anlarda ise endişe ifadesi beliriyor. Konusu bakımından daha önce hiç denk gelmediğim bir roman olmuş. Yani anlayacağınız hikaye beni etkiledi.

 Gel gelelim, kitabın sonunu ben başından (ilk 100 sayfasından) tahmin ettim. Bir kitapta en önemli noktalardan birinin de sonu olduğunu düşünürsek eğer, hayal kırıklığımı  en başında yaşadım diyebilirim. Bu kitap için tek kötü eleştirim bu. Fakat benim için gerçekten sinir bozukluğu oluyor bu şekildeki tahminlerim.

Yorumlarımdan da sonra bu kitaba verebileceğim puan 5/10




Şimdi en sevdiğim kısma geldik. Okurken not aldıklarım :)

.. Hayat demişti U May ona, mutlulukla üzüntünün birbirine ayrılmaz bir şekilde geçmiş olduğu, bilmecelerle dolu bir hediyedir. Biri olmadan ötekini yaşamaya çalışan, başarısız olmaya mahkumdur...


'Her ses gibi her kalbin de, kendini ifade etmekte kullandığı kendine özgü bir tınılar repertuarı vardır.  '

... çünkü sadece, bildiklerimizi görürüz. Hem iyilik hem kötülük alanında kendi yapabileceklerimizi, karşımızdakine yansıtırız. Sonra sevgiyi en önce, kendi yarattığımız bu görüntüye uyan şeyler olarak tanımlarız. Kendimiz, sevdiğimiz gibi sevilmek isteriz. Başka türlüsü bizi rahatsız eder. Şüphe ve kuşkuyla karşılık veririz. Dili anlamayız. Suçlarız. Karşımızdakinin bizi sevmediğini iddia ederiz. Ama belki de bizi sadece, bizim anlayamadığımız kendine özgü bir biçimde seviyordur.


Keyifli okumalar :))

                                                                                                -Zeze

Yorumlar

  1. merhaba.. kitabı bende çok beğenmiştim.. benim yorumlarım da şu şekilde..

    http://kitapbocegim.blogspot.com/2013/04/her-kalp-kendi-sarksn-soyler-jan.html

    YanıtlaSil
  2. Sonuyla ilgili siz ne düşünüyorsunuz ? Gercekten merak ediyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. daha farklı bitsin isterdim, beni şaşırtmasını ama olmadı tabi.. çok okumak veya çok film izlemekten oluyor bunlar.. algılar açık, sonunu tahmin etmeye yatkın insanlar oluyoruz bence..
      ama yine de çok naif bir aşk hikayesi değil miydi sizce??

      Sil
    2. Kesinlikle öyleydi... Zaten yazımda da söylediğim gibi, ilgimi kaybettirmeyen nokta bu aşk hikayesiydi. Sizin de dediğiniz gibi 'Aşkı yaşamak için görmeye, duymaya, dokunmaya ihtiyaç var mıdır?' Bu sorunun cevabını en güzel şekilde veriyor bence..

      Sil
  3. Ben henüz 216. Sayfadayım ama kurgunun mükemmel olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.oysa kitabı ismi ve kapak tasarımı için almıştım.bu arada aldığımız notlar aynı :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Altini cizdiklerimi bir baskasi da cizmisse ben cok mutlu oluyorum :) ben de sevmistim ozellikle aski ama bitirince cok sasirmamistim dedigim gibi :)

      Sil
  4. Dayanamadım sabah erkenden kalktım bitirdim.kitapta anlatılan aşk göz dolduruyor.özellikle tin win ile mi mi'nin mektuplarının olduğu kısımda zor tuttum kendimi.ama bence sonu öldükleri yerde
    bırakılmalıydı.daha etkileyici olurdu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle katiliyorum :) bizi daha fazla heycanlandiran ve uzen bir son olurdu en azindan :)

      Sil
  5. ben böyle bir kitap görmedim bitirmek için insan can atıyor ve şunuda söyliğim ilk defa bir kitap beni ağlattı yazara minettarım

    YanıtlaSil
  6. Baslangic olarak surukleyiciydi fakat son kisimda Uba' nin fotografini gorunce kime benzettigini neyi farkettigini anlayamadim :)

    YanıtlaSil
  7. U ba Tin Win ve Mi Mi nin oğlu yani Julia yla kardeşler nitekim

    YanıtlaSil
  8. Bende bu kitapla ilgili görüşlerini kendi bloğumda yayınladım, sizin yazdıklarınızı bugün gördüm aynı şeyleri not almışız kitaptan, hoşuma gitti. Bakmak isterseniz; fikrikitabe.blogspot.com

    YanıtlaSil
  9. severek okuduğum ilk ve son kitap oldu benim için. bu kitap üstüne kitap okumadım okusam bile beyenmedim. aşklarının ölümle bitmesi beni ağlama krizine soktu tam tamına 4 saat boyunca ağladım. duygusallık bir yana kitap gerçekten harikaydı.okudukça insan içine giriyor sanki kendisi yaşıyormuş bütün olayları gibi. kitabı 3 günde bitirdim ve tekrar baştan okudum artık çok alışmışım ki tüm okuduğum kısımları hala aklımda okumayan veya okumaya daha yeni başlamış olanlar bence fırsat elinize geçmişken okumamazlık yapmayın :)

    YanıtlaSil
  10. Merhaba ben kitabı okuyup bitirdim ve çok beğendim fakat 215.ve 216.sayga yırtılmıştı ne yaptıysam bulamadım ne yazdığını kısaca bana açıklarmısınız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanlış hatırlamıyorsam tin win'i amcasının gönderdiği adamlar almaya gelmişti ve tin win,mi mi'nin yanına gitmişti,sonra ki sayfa yok ... çok merak ediyorum lütfen ...:(

      Sil
    2. Yanlış hatırlamıyorsam tin win'i amcasının gönderdiği adamlar almaya gelmişti ve tin win,mi mi'nin yanına gitmişti,sonra ki sayfa yok ... çok merak ediyorum lütfen ...:(

      Sil

Yorum Gönder

Senin de bu konu hakkında bir yorumun var mı ? Haydi paylaş benimle :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeni Yıl Çekilişi

 Merhabalar! Bir önceki postumda bahsettiğim gibi bu yeni yıla merhaba çekilişidir. Kazanan kişiye ocak ayının ilk haftasında, içi sürprizlerle dolu bir kutunun ulaşacağı çekiliştir. :) Kutunun içinde ne olduğunu çok söylemek istemiyorum. Söylersem ne anlamı kalır ki dimi ama yeni yıl hediyesi bu! Sadece şöyle bir ipucu vereceğim. Bir hikaye kitabı, bir şiir kitabı ve bir de roman barındıracak bu kutu içinde. Hepsi benim okuyup beğendiğim, başkalarına da önerdiğim kitaplardan olacak :) Aslında kafamdaki kitapların çoğu instagram hesabımda  var bile sanırım ubss. Hepsi harika kitaplardır :) Kutunun gerisi kocaman sevgiyle, umutla konulmuş küçük küçük gönülden gelen hediyelerle dolacak. Çok severek hazırlayacağım bir hediye :) Katılım şartlarına gelirsek çok çok basit.  1. tozluraflardannotlar.blogspot.com adresimin takipçisi olmak 2. Eğer kullanıyorsanız instagram'da takipçim olmak (hesabım için  tık tık ) (Eğer instagram hesabınız varsa oradan da katılıp, resmi

Kadının Adı Yok - Duygu Asena

ilk kez Duygu Asena okudum. Aslına bakarsanız ilk kez bu denli feminizmi savunan, bu denli kadın haklarından bahseden bir yazarı okudum. Dün öğlen başladığım kitabı akşamüzeri bitirmiştim. Yer yer neyden bahsedeceğini öğrenmek için okudum. Yer yer de gerçekten ne yapacak şimdi bu kadın dediğim için.