Ana içeriğe atla

Ayfer Tunç- Suzan Defter


Bu haftanın başında 5 kız olarak üç günlük bir kaçamak yaptık. İstikametimiz haritada İğneada olarak gözüken fakat benim huzur olarak adlandırdığım küçük kasabaydı. Her şey o kadar güzel ve dolu doluydu ki yanımda götürmem gereken kitap ancak bu kadar yakışabilirdi. Kısa, öz ama bir o kadar tadını damağınızda bırakan bir kıs roman.

 İlk Ayfer Tunç deneyimimdi. Normalde okumak istediğim yazarlarla ilgili ciddi bir araştırma yapar ilk olarak hangi kitabı ile başlamam gerektiğini iyice anlamaya çalışırım. Ayfer Tunç'u da uzun zamandır araştırıyordum. Aslında onu keşfetmek istediğim ilk romanı Yeşil Peri Gecesi idi. Fakat d&r'a girdiğimde planladığımın tam tersi olarak, raflarda gezinirken elime gelen ilk kitabını aldım. Şanslıymışım gerçekten çok keyif aldım okurken de. Şöyle bir şey de var ki belki de siz bir yazarla ilk yolculuğunuza çıkarken bu tarzda okumak istemeyebilirsiniz. Okuduğum zaman, ruh halim yani kısacası her şey çok uydu ve bayıldım.

 Suzan Defter'in yazılış şekli de gerçekten çok ilginç. Kitap iki kişinin tuttukları günlüklerden oluşuyor. Çift sayfalarda erkek, tek sayfalarda kadın anlatıyor bize. Sanırım olumsuz eleştiriyi sadece bu yönde yapabilirim. Okurken biraz odaklanmayı bozuyor. Erkek anlatırken sayfa bitince yan tarafa geçiyorsunuz fakat devamı orada değil arka sayfada. Gerçekten konsantrasyonu bozan bir durum bence.

Ayfer Tunç okumaya devam etmek istiyorum çünkü kesinlikle tanınması gereken bir yazar..

-Arka Kapak-
"İnsan gençliğini aşka vermezse, gençlik ne işe yarar?"
"Ama kaybeden sonunda siz olmuşsunuz."
"Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?"
"Ama bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz."
"İyi ya boş değildi kucağım."
"Ama yandınız, kül oldunuz."
"Ama vardım, kül bunun kanıtı."

12 Eylülün gölgesinde boğulan bir aşk hikâyesi... Yaşamın kıyısında seyirci olmaktan öteye gidememiş bir erkek... Birbirinin ışığıyla kamaşan iki ayna arasında parçalanan bir kadın... Başkasının gözünde nasıl göründüğünü, iki günlük üzerinden anlatan deneysel bir çalışma. Modern zamanların karmaşık insanlık halleri Ayfer Tunçun usta kaleminden unutulmaz bir edebiyat şölenine dönüşüyor. 

Suzan Defter, daha önce öykülerinden biri olduğu Taş-Kâğıt-Makastan azat olmuş, tek başınalığı hak etmiş bir eser.
(Tanıtım Bülteninden)




       

                                                                                                               -Zeze

Yorumlar

  1. Kuzum "Yeşil Peri Gecesi"ni okuyacaksan, önce "Kapak Kızı" adlı romanı oku, sonrasında Yeşil peri Gecesi'ni, çünkü devam gibi bir niteliği var :) Bu arada tatiline çok imrendim, darısı başıma! Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canim benim evet Kapak Kizi ilkmis ama nedense aklimda hep Yesil Peri Gecesi olarak kaliyor onu yazmisim buraya daa ^.^ Yaa darisi senin basina en huzurlu bol dinlenmeli tatiller senin olsun <3

      Sil
  2. Ders notları, her sınıf her konudan... Güncel notlar... Tüm notlara ulaşabileceğiniz bir kaynak.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Senin de bu konu hakkında bir yorumun var mı ? Haydi paylaş benimle :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kadının Adı Yok - Duygu Asena

ilk kez Duygu Asena okudum. Aslına bakarsanız ilk kez bu denli feminizmi savunan, bu denli kadın haklarından bahseden bir yazarı okudum. Dün öğlen başladığım kitabı akşamüzeri bitirmiştim. Yer yer neyden bahsedeceğini öğrenmek için okudum. Yer yer de gerçekten ne yapacak şimdi bu kadın dediğim için.

Yeni Yıl Çekilişi

 Merhabalar! Bir önceki postumda bahsettiğim gibi bu yeni yıla merhaba çekilişidir. Kazanan kişiye ocak ayının ilk haftasında, içi sürprizlerle dolu bir kutunun ulaşacağı çekiliştir. :) Kutunun içinde ne olduğunu çok söylemek istemiyorum. Söylersem ne anlamı kalır ki dimi ama yeni yıl hediyesi bu! Sadece şöyle bir ipucu vereceğim. Bir hikaye kitabı, bir şiir kitabı ve bir de roman barındıracak bu kutu içinde. Hepsi benim okuyup beğendiğim, başkalarına da önerdiğim kitaplardan olacak :) Aslında kafamdaki kitapların çoğu instagram hesabımda  var bile sanırım ubss. Hepsi harika kitaplardır :) Kutunun gerisi kocaman sevgiyle, umutla konulmuş küçük küçük gönülden gelen hediyelerle dolacak. Çok severek hazırlayacağım bir hediye :) Katılım şartlarına gelirsek çok çok basit.  1. tozluraflardannotlar.blogspot.com adresimin takipçisi olmak 2. Eğer kullanıyorsanız instagram'da takipçim olmak (hesabım için  tık tık ) (Eğer instagram hesabınız varsa oradan da katılıp, resmi

Okuduklarım #1 Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler- Jan-Philipp Sendker

 Sonunda kitabımı bitirebildim. Ve işte buradayım :) Bu muhteşem kapak tasarımı sayesinde aldım kitabı. Bir arkadaşımın da dediği gibi o kadar estetik ki kapak tasarımı, her bulunduğun ortama uyabilecek kapasitesi var. Şaka bir yana gerçekten kahvenin yanında iyi giden bir kitap oldu. Çenem çok düşmeden hemen kitabın konusuna geçiyorum :)  Burma'da yaşayan iki gencin aşklarını anlatıyor bu hikaye. U Ba adlı yaşlı, eski kitaplari toparlamayi seven bir Burmalı'nın ağzından anlatılıyor.  Kahramanlarımız; Tin Win ve Mi Mi.  Biri görme yeteneğini kaybetmiş bir diğeri ise yürüme şansını hiç yakalayamamış iki çocuk. Çocuk dedim. Çocuklukta başlamış aşkları çünkü. Tin Win annesinin onu terk etmesinden birkaç sene sonra görme duyusunu yitiriyor. Mi Mi ise kendi ağırlığını taşıyamayan minik ayaklarla geliyor dünyaya. İki miniğin yolları manastırda kesişiyor. Ve hikayeleri başlıyor..  Tin Win Mi Mi'nin ayakları oluyor; Mi Mi Tin Win'in gözleri... Burma'yı birlikte