Sema Kaygusuz ile tanışma merasimimi bu romanıyla yaptım. Son zamanlarda okuduğum romanların hepsi farklı noktalardan büyüttü beni. Özellikle Ütopik romanlara olan sevdamı keşfetmeme neden olan kitaplar okudum. Onların üzerine okuduğum Kaygusuz romanı da bambaşka bir dünyaya çekti beni.
Yazın kafanızı dinlemek için ailenizle veya sevgilinizle veya tek başınıza gideceğiniz bir motel hayal edin. Küçük bungalovlardan oluşan, denize nazır isterseniz de hamaklarında vakit geçirebileceğiniz küçük bir motel. Yazar adeta bir dünya yaratıyor sizin için bu motelden. Kişisel hesaplaşmalar, huzursuzluklar, taşınan yüklerin ağırlıklıklarıyla bir yolculuğa çıkartıyor sizi.
'Roman kahramanı, başka bir roman kahramanına konuşurken bile, bir yanıyla okura yöneliktir. Kendini okura dinletiyordur. Tanış çıkacağı birine... Edebiyatın bu oyunbozan yanını hala hayretle karşılıyorum.' demiş bir röportajında Kaygusuz. Bütün roman bu değerlendirmenin doğruluğuyla akıyor.
Her karakter aslında bir toplumun bireyi. Sahilde vakit geçiren Melih ve İsmail, Ozan'ın av tutkusu peşinde ne yapacağını bilemeyen çaresiz Serpil, Eda'nın erotizm tanımlamaları, Alikar'ın Kuran'a olan gizl düşüncesi.. Bir motel bir dünya haline getirilmiş. Bize sadece arkamıza yaslanıp okumak bırakılmış. Yalnız aralara serpiştirilmiş gerilim yaratan anların kattığı heyecanı da belirtmem gerekir.
Kısacası tadı damağımda kalan bir ilk Kaygusuz romanı oldu Barbarın Kahkası. Diğer kitapları ile tekrar sohbete oturacağım. Düşündüğüm Yere Düşen Dualar. Sizin önerebileceğiniz romanlarını da duymak isterim :)
-Zeze
Oooo hoşgeldiniz Zeynep hanımıııım :)
YanıtlaSilHoş buldum canımın içi ^.^
Sil