Ana içeriğe atla

Fi- Akilah Azra Kohen


 Fi hakkında çok uzun süredir konuşuluyor. Yaklaşık iki haftadır elimdeydi ve en son iki gün önce bitirdim. Aslında daha kısa sürede de bitebilirdi fakat sindirerek okumak en iyisi olur diye düşünüyorum. Okuyanlarınız varsa sizde yazımın altına yorumunuzu yapın lütfen. Benimle aynı veya farklı düşünceleri de merak ediyorum ^.^

Değişik bir kitaptı Fi.
Konusu nedir ? Bilmiyorum.
Dili nasıldır ? İşte onu biliyorum. Çünkü diline gerçekten ama gerçekten bayıldım.
 Psikolojik kitaplar hep ilgimi çekmiştir bu zamana kadar. Hem yazılış şekilleri hem de ele aldıkları konular bakımından çok çok severim. Işte Fi’yi de bu yüzden çok sevdim. Kitabın kapağını açtığınız an adlar çıkıyor karşınıza. 12 kişi. Bu 12 kişinin hayatı  ve psikolojileri yansıtılıyor. Tek bir baş karakter yok anlayacağınız. Tam bir sahnede ‘tamam ön planda olan bu’ diyorsunuz hop diğerinde başkası çıkıyor. Evet Can Manay her olayın içinden bir şekilde çıkıyor. Ama yine de geriye kalan kişiler de hep göz önünde. Bilge, Özge, Ali, Kaya, Duru, Deniz.. Hiçbirine körü körüne bağlanmadım. Bilge fanatikleri varmış. Hiç tapamadım öyle kimseye. Okuduğum en en en en güzel kitaptı diyenler varmış. Yok arkadaşım öyle de değildi. Ama çok sevdim mi ? Evet çok çok sevdim. Ortada belli basil bir olay olmamasına ragmen bu kadar okutabildi mi kendini ? Okuttu. Normalde bir anda  popüler olan kitaplara karşıyımdır bilirsiniz. Tüyap’ta indirimli olarak görünce almıştım. Belki bir gün okurum diye. O akşam başladım okumaya ve bırakamadım. Okuyun derim. Ben bugün Çi’yi de aldım. Pişman değilim =D

NOT: Fi, Çi, Pi üç kitaplık bir seri. Pi’yi biliyoruz 3.14 diye başlayan bir sayı. Ama açıkçası ben fi ve çi’yi bilmiyordum ^.^

-Arka Kapak-
Fi, deneyimin içinde kaybolmak yerine korkmadan deneyime sahip olmanın yolculuğudur. İçinde bolca bulunan manipülasyon, seks, aldatma ve aldanma hikâyeleri belki herkesin dikkatini çekebilir ama gerçeklerden yola çıkılarak ulaşılmak istenen yerde sadece farkındalık vardır.

Fi güzelliğin lanetlendiği, zekânın yağmalandığı, iyinin kurban edildiği ve kasaba kurnazlığıyla yönetilen bu gezegende, içine doğduğumuz bu kutsal hayatı kutlamak için yazılmıştır. Kendi potansiyelini keşfetme cesareti gösterebilmiş gerçek kişilere, çatlama cesareti gösterebilmiş tohumlara adanmıştır.

Bir kişiye duyulan aşktan daha acımasız bir şey var mıdır?
(Tanıtım Bülteninden)

                                                                                                                 -Zeze

Yorumlar

  1. 12 karakterden daha fazlasi...:) fi biter bitmez ci ye başladım ve sadece bi günde bitirdim. ..hayatımda en hızlı okuduğum kitaptı. """"Pi" oldukça coskulu olacak ona kavusmam..

    YanıtlaSil
  2. Ben bazı şeylerin tesadüf olmadığına inanıyorum. Hayatımın zor bir döneminde psikoloğa giderken metroda gördüm reklamını ve metroyu beklerken bu kitap herkes için yazılmadı.. çatlama cesareti gösteren tüm tohumlara diyordu. Aslında çocukluğumdan beri bir hayalim var ve son birkaç yıldır (evlilik annelik vs derken) koptum sanki ondan uzaklaştım.Ne zaman düşünsem odaklansam beni ona bir adım yaklaştıran bir olay içinde bulduğum bir hayal... Beklerken bunun bir tesadüf olmadığını ve benimle ilgili olduğunu düşündüm sonra bir ara alayım diye beklerken bir arkadaşımın sanki acele et der gibi Fi yorumunu gördüm internette ve hemen gittim Fi' yi aldım. Sonra koşarak Çi'yi :) Kesinlikle banaydı okudukça tekrar döndüm kendime, okudukça tekrar yaklaştım hayallerime... Şimdi kullandığım antideprasanlar kadar hatta belki daha iyi 2 ilacım daha var ve 3. yü artık ilaç olarak değil yoldaş olarak bekliyorum :) Teşekkür ederim Azra Kohen, seni tanımıyorum ama seni seviyorum...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Senin de bu konu hakkında bir yorumun var mı ? Haydi paylaş benimle :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kadının Adı Yok - Duygu Asena

ilk kez Duygu Asena okudum. Aslına bakarsanız ilk kez bu denli feminizmi savunan, bu denli kadın haklarından bahseden bir yazarı okudum. Dün öğlen başladığım kitabı akşamüzeri bitirmiştim. Yer yer neyden bahsedeceğini öğrenmek için okudum. Yer yer de gerçekten ne yapacak şimdi bu kadın dediğim için.

Yeni Yıl Çekilişi

 Merhabalar! Bir önceki postumda bahsettiğim gibi bu yeni yıla merhaba çekilişidir. Kazanan kişiye ocak ayının ilk haftasında, içi sürprizlerle dolu bir kutunun ulaşacağı çekiliştir. :) Kutunun içinde ne olduğunu çok söylemek istemiyorum. Söylersem ne anlamı kalır ki dimi ama yeni yıl hediyesi bu! Sadece şöyle bir ipucu vereceğim. Bir hikaye kitabı, bir şiir kitabı ve bir de roman barındıracak bu kutu içinde. Hepsi benim okuyup beğendiğim, başkalarına da önerdiğim kitaplardan olacak :) Aslında kafamdaki kitapların çoğu instagram hesabımda  var bile sanırım ubss. Hepsi harika kitaplardır :) Kutunun gerisi kocaman sevgiyle, umutla konulmuş küçük küçük gönülden gelen hediyelerle dolacak. Çok severek hazırlayacağım bir hediye :) Katılım şartlarına gelirsek çok çok basit.  1. tozluraflardannotlar.blogspot.com adresimin takipçisi olmak 2. Eğer kullanıyorsanız instagram'da takipçim olmak (hesabım için  tık tık ) (Eğer instagram hesabınız varsa oradan da katılıp, resmi

Okuduklarım #1 Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler- Jan-Philipp Sendker

 Sonunda kitabımı bitirebildim. Ve işte buradayım :) Bu muhteşem kapak tasarımı sayesinde aldım kitabı. Bir arkadaşımın da dediği gibi o kadar estetik ki kapak tasarımı, her bulunduğun ortama uyabilecek kapasitesi var. Şaka bir yana gerçekten kahvenin yanında iyi giden bir kitap oldu. Çenem çok düşmeden hemen kitabın konusuna geçiyorum :)  Burma'da yaşayan iki gencin aşklarını anlatıyor bu hikaye. U Ba adlı yaşlı, eski kitaplari toparlamayi seven bir Burmalı'nın ağzından anlatılıyor.  Kahramanlarımız; Tin Win ve Mi Mi.  Biri görme yeteneğini kaybetmiş bir diğeri ise yürüme şansını hiç yakalayamamış iki çocuk. Çocuk dedim. Çocuklukta başlamış aşkları çünkü. Tin Win annesinin onu terk etmesinden birkaç sene sonra görme duyusunu yitiriyor. Mi Mi ise kendi ağırlığını taşıyamayan minik ayaklarla geliyor dünyaya. İki miniğin yolları manastırda kesişiyor. Ve hikayeleri başlıyor..  Tin Win Mi Mi'nin ayakları oluyor; Mi Mi Tin Win'in gözleri... Burma'yı birlikte